14 Kasım 2011 Pazartesi

Tatlı tatil


Selam,

Elimden geldiği kadar sık post gireceğim demiştim.. Bu kadar geliyor şimdilik..

Boya badana macerası kaldığım yerden devam etti.. Arkadaşlar siz siz olun boyacının söylediğinden bir damla fazla su koymayın o boyanın içine yoksa benim gibi uğraşır durursunuz..Neyse ki çabuk uyandım mevzuya renkli kısma geldiğimde 2.5 kg boyaya 2 sb su ekledim.. İlk katta bile kapattı rengi 2. katı da artislik olsun diye sürüverdim.. Harika oldu..
Demek k neymiş canımız istediğinde kendi evimizin duva
rlarına çiçek böcek bilimum mahlukat çizip istediğimiz abuk şeyi asıp sonrra renk bile değiştirebilecek kapasitedeymişiz.. Negzel ..


Odayla ilgili diy proceler kafamda uçuşup duruyore.. Ama kendimi tanıdığımdan bunlardan toplasan 2 tanesini becerebileceğim için soğukkanlı davranıp yapılabilecek en mantıklısını seçmeye çalışıyorum.. Çok yetenekli blogger bacılar buldum ama hepsi gavurland'ten zira bizdeki blogger kafasını anlayabilmiş değilim.. Sanırım ne kadar şukela blogger hatun varsa izliyorum yaptıklarına hayran oluyorum.. Mesela Hesionka izlediklerim arasın
da bayıldığım hatunlardan.. Çok zevkli ve tarz..Ama ola ki bloglarda bir şey arayım karşıma çıkan görseller Sevim Hanım teyzenin çeyizinden nadide parçalar kıvamında.. Ne kadar zevksiz şey var hepsini yapmış bizim Türkler.. Gururlanmadım desem yalan olmaz..



foreksampıl olayı 2 foto ile açıklayayım annem..

Dekupaj diyince;





Resimdeki Türk'ü bulunuz..


Dekupaj yazıp bir googlasanız ne tepsiler ne iğrenç peçeteden kutular çıkıy
or.. Neyse,



Misal bu duvar tumblr fotoğrafı değil, littlemissmomma ablamızın halis mulis el emeği.. Nasıl ışıklı bir ev nasıl zevkli ve sade bir oturma odası kıskanmamak mümkün değil.. "Home rules" tabloları dekupaj ile yapılabilir türden.. O silüetler kesebilen printer benzeri bir alet kullanarak yapıyor sanırım.. O aletten biz ne kadar aradıysak bulamadık..


Gelelim TR sınırlarına ve kendimize,

Bu haftasonu ve bayram tatili arada 2 gün çalışmayı saymayarak gayet keyifli geçti.. Çanakkaleye gidemediğimiz için biraz hüzünlüydük.. Perşembe ve Cuma kocim çalışırken Cumartesi benim yine çekimim vardı.. Bu soğukta açık alanda gelinimiz bolca üşüse de yine çok hoş ve eğlenceli bir çekim oldu.. İşimi çok sevdiğimi söylemiş miydim?


Bayram tatilinde sıcacık evimizde dizi izleyip akşamları şarap lüpletmekle geçti. Sanırım kilo aldım yine.. Ama son zamanlarda geçirdiğimiz zor dönemlerden sonra ikimize de çok çok iyi geldi.. Yeniden normale dönmek ve hastane günlerini şimdilik de olsa geride bırakmak çok güzel..

O gecelerden birinde TV karşısında götürdüğümüz karidesli makarna.. Yapılışı çok çok kolay karidesleri ayıklıyorsunuz.. Suyu kaynatıyorsunuz.. Karidesler pembe renk alana kadar suda haşlıyorsunuz rengin dönmesiyle beraber çıkarıp soğuk suda şokluyorsunuz.. Karides sotelerken bile 2 dk da pişer ne kadar uzun pişirirseniz o kadar lastik gibi olur.. Giritli dedemin tabiriyle ateşe göstereceksiniz çekeceksiniz.. Sonra hazır Thousand Island Dressing yani Thousand Island (bin adalar) sosunu alıyorsunuz içerisine kıyılmış maydonoz, taze kıyılmış kişniş, ve kornişon turşu doğrayıp harmanlıyorsunuz al dante pişmiş penne üzerinde servis ediyorsunuz.. Biz sofra şarabı tabir edilen orta kalite sek bir beyaz şarap içtik yanında..

Bu post sağlam oldu bir tarifim daha var onu ayrı bir postta anlatırım.. Yemek tarifi vermeyi çeşitli alanlarda çok istemiştim ama gönlümce yemek fotoğrafı çekmek için çok ekmek yemem gerektiğini anlayınca basit postlar halinde geçiştireceğim tariflerimi..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder