24 Mayıs 2010 Pazartesi

ev...

tatil dönüşü sendromunu atlatamadan kendimizi evin keşmekeşi içinde bulduk ki hiç iç açıcı değil...

ev kendi içinde büyüyebilen gelişen, kendi kendine dönüşen canlı bir organizma... hayır yetmedi bide dalga geçiyor. mutfak dolapları gazeteden çıkan bilindik hafıza oyununun çok level üstü... aç kapa aç kapa vok tava, limonluk??

gardropların hangi köşesinden ne çıkacak korkumdan açıp bakamıyorum... zaten yumurta kapıya dayanmadan asla iş başına geçmeyen ben, şuan içinde bulunduğum zaman bolluğunda yaptığım tek faaliyet bunları düşünüp hayıflanmak... elle tutulur hiçbir gelişme gösteremediğim gibi normalde yaptığım işleri savsaklamak içinde oldukçe elverişli biz zemin hazırlamakta...

yapmamam gereken tüm işleri öncelikli sıraya alıp asıl yapmam gerekenleri araya sıkıştırıp 2 bilinmeyenli denklemlerin üst üste integralini alıp durumu iyice içinden çıkılmaz hale getirdim ki şimdi gönül rahatlığıyla blogtan bloğa kelebekler gibi sekebilirim...

misal önce kart okuyucu aradım, (hah tüm derdim bitmişti evet) sonra makinenin bilgisayara bağlantı kablosunu, dahili kart okuyucu evin gıcık ruh halinden etkilenmiş ki ben kartla boğuştukça hiç oralı olmadı, kabloda beni aynı içtenlikle karşılayınca ben fotoğraflara ulaşamadım tabi, haa önce kart okuyucuyu sonra kabloyu aradıktan sonra bi o kadarda makineyi aradığımı söyleyip bu kepazeliğe son veriyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder