15 Temmuz 2009 Çarşamba

batman begins...


başlığa takılıp kalmayın, film eleştirisi değil tavsiyesi değil baya bildiğin kanlı canlı yarasa...

geçen akşam balkon sefası yaparken karanlığın böğründen uçup gelip mutfağımızda fink atan yarasadan bahsediyorum... aman yareppim o ne çirkin bişey o ne ilginç hayvan kuş desen kuş değil baya böle bakınıyo etrafına, mıntıkayı kesiyo, köşe dip soteleniyo zira kuş misali naif değil...

velhasıl bu davetsiz misafiri hiç sevmedim o nedenle yazının sonraki kısımlarında kendisinden 3. tekil şahıs olarak bahsedicem. istediği davayı açabilir tevekelli girmiyeydi evcağzımıza...

arkadaş normal bi bünye hayatında kaç defa böle bi görüntüyle karşılaşabilir bilmiyorum. şimdi şöle bişi düşünün beyaz fluoresan ışığında mutfağı tavaf ettikçe gölgesi duvarda devasa boyutlara ulaşıyo... evcenek elimizde mutfak bezi, sineklik, beyzbol sopası (beyzbol sopası yalnız dikkat ! ailecek marjinal spor yaparız annem haftasonları briket fln oynar düşünün yani o şekil ) telef olduk hayvanın peşinde... baktık olmayacak herif adam akıllı yerleşecek evimize sığışacak yer arıyo, ışığı söndürüp bu sefer biz sotelendik, taktik değiştirdik...

bir elimde sarımsak bir elimde kazık köşemden gözler kısık hain bakışlar atıyorum (saat 12 ye geliyodu pat diye oracıkta vampir olursa deyü alimallah) hani bi şehir efsanesi var karanlıkta görüyomuş bu deyyuslar, sahiden bu böyle bizim fırının üstüne üstüne yerleşti ordan önüne önüne yürüdü böle aşağı aşağı eğildi bi sağa çevirdi kafasını bi sola çevirdi robinini kaybetmiş batman gibi kanatlarınıda ardına alıp arkasını hüzünle döndü başını yana eğdi... inanırmısınız cam gibi hava tek bulut yok o an bi gök gürültüsü kesildi böle mutfağın camları titredi vallahi...

işte o an çakan şimşeğin ışığıyla göz göz geldik kendisiyle...

devamı sonra en heycanlı yerinde kestim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder