16 Haziran 2009 Salı

bugün benim doğumgünüm...

efendim...

16.06.2009/ 00:00 anı itibariyle doğumgünü sularıma girmiş bulunuyoruz... cemi cümle tüm mahlukata hayır ola...

tabiki günlerdir yatalak muameleye maruz bırakılan bu vücut için yıldönümü, aybaşı, güneş tutulması gibi kavramlar pek ilgi uyandırmasada sabahın ilk saatlerinden itibaren hafif bir sevinç, bir kıpraşıklık sardı bünyeyi...

sardıda kara bahtım kem talihimin yine bunun baki olmasına fırsat vermeyeceği aklıma gelmeliydi... sabah gözümü boğazıma kim yapıştı höyt nooluyoruz huleeyyn bu ne acı nidasıyla açıp bademciklerimden birinin gerçektede mevsim sonu çağla badem ebatlarına geldiğini hissedince günün anlam ve önemi benim için değişmiş oldu...

günün menüsü artık belliydi... beyaz şarapta bekletilmiş Beaf Straganof yerine tavuk suyuna çorba... patlatmalık şampanya buz gibi dom perignon yerine fıçır fıçır tylolhot (ama olsun oda 2 taneden sonra çok feci kafa yapıyor nam-ı diğer junkie çayı). tüm günüm bu seyirde gideceğini sararken 5 kişiyle kavga etmişim gibi bir hissiyat üzerimde, özellikle belimde olan ağrıların şiddetini elektirikli sandalyeye bağlanmışım gibi ara ara hisettirmeside yemekten sonra tatlı olarak ne alırdınız kıvamına getirdi eğlenceyi...

yaz günü gribinin en lanet tarafı bu sıcakta için için üşüsenizde bünye buna aksi cevap veriyor ne oluyo hop hava kaç derece senin haberim varmı gibi pikeyi, battaniyeyi ( ki annem sandıktan çıkarttı ) bi hantal, bi ağır, bi ıslak ıslak bırakan bir durum... acaba klimayı açıp önüne otursam daha mı şenlenir buralar diye düşünürken her yandan tebrik telefonları, mesajları, mailleri gelerek çoğu acımı unutturmuş durumda şuan...

diğer yandan sokaklarda bi bayram havası çocuklar cıvıl cıvıl, böcekler başka ötüşüyor, çiçekler daha parlak parlak açıyor, herkes heidi gibi seke seke yürüyor belediye tüm otobüsleri bedava yapmış... okullar meydanlara çelenk bırakmak için yürüyüşe çıkmış, kırmızı başlıklı kızla kurt kolkola girmiş büyükanneye tansiyon ilacı almaya gidiyorlar... pinokyo alice e yaptığı tacizlerden ötürü özür mesajı yollamış beraber pikniğe çıkmışlar...

ha bide sayın başbakanımız ve valimiz aradı. hasta olduğumu duyunca bakanımız eve okunmuş hurma likörlü pasta yollayacağını söyledi kibarca, kendime kurşun döktürmem içinde tüm sınır komandolarına gereken emri vermiş sağolsun... valide yalıdaki vali köşkünde gözüm olduğunu bildiğinden makam arabasını yollatıp terasta çay içmeye davet etti, düzeldiğim ilk anda görüşmek üzere efendim diyip helalleşip kapattık telefonları...

gözlemlerim sürüyor efendim esen kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder